Amerika'ya İlk Geldiğimde Yaşadığım Kültür Şokları :)

Amerika'ya ilk geldiğimden bu yana tam tamına 40 gün olmuş ...

Anlayacağınız 40 uçurma yaptık bile,artık bize hiiç birşey olmaz :)

Nazara gelmeden yuvarlanıp gideriz. Bu süreçlerde sizlere söylemeden geçemeyeceğim şeylerde var tabii.

Mesela tarihler...

Bu acı gerçekle sanırım uçakta karşılaştım :) Örneğin biz Türkiye'de gg/aa/yy olarak yazıyoruz fakat burada bütün tarihler aa/gg/yy olarak yazılıyor inanın o kadar belge doldurmama ragmen hala elim alışamadı :)

Restoranlar...

Masaya oturduğunuz anda mevsim ne olursa olsun sürekli masaya gelen bir buzlu soğuk su! Verdiğiniz siparişler ne olursa olsun devasal bir boyutta geliyor tamamen 1 kişilik omlet kocaman bi tabakta 2 kişinin doyabileceği kadar büyük bu sebeple kilo almak  o kadar kolay fakat şöyle bir süreç varki ben çok seviyorum yiyemediğiniz yemekleri servis ikram görevlisi size hesap istediğiniz de bir kaba koyarak size teslim ediyor anlaşılan herhangi bir ziyan söz konusu değil.         Bahşis uygulaması var burada yediğiniz yemeğin %20'sini bahşiş olarak vermek zorundasız eğer olurda vermezseniz bu büyük ayıptır. Aslında bu gelenecek sadece restoranlarda değil de kuaför,terzi,taksi birçok işletmelerde geçerlidir.Sebebi ise burada çalışan insanların normal birr ücrete çalışıp alınan bahşişler ile maaşını yükseltmeleri. İşletme sahipleri her türlü süreci müşterilere yıkmış durumda maalesef hem güzel hem kötü bir tecrübe.                                                                   Sizce ?

Beni en çok zorlayan ölçü birimleri...

Tüm bildiklerinizi unutun:) Hoop yeni baştan !

İnç, mil, feet, yard, pound ve libre ölçülerinin karşılıklarını öğrenmek zorundasınız.

Evimize eşyalar alırken normalde tüm dünyada geçerli olan cm gitmiş inç gelmiş :) Dolapları cm ölçüyoruz sonra inç ceviriyoruz kafamızda hep şu! Ya yanlışşa off!  Mile biraz aşınayım, Mercedes-Benz'de çalışırken çoğu göçmen müştelerimizin araçları mil üzerinden yol alırdı.

Feet: Uzunluk yükseklik derken ev bulma sıkıntımızı anlatabilmişimdir umarım,gelelim Pound ve Libre bunlar ise KG ölçüsünün karşılığı. En basit marketten et vb şeyler alacaksanız 1 libre yada 1 pound derseniz bir %50 si yani yarım kg oluyor...

Alışveriş süreçleri ( Market-internet-ikea vb) ...

Aldığınız ürünlerin vergisini kasada ödeme yaparken verirsiniz. 1$'lık ürün kasaya geldiğinizde 1.7$ olabilir bu işte cidden çok şaşırmıştım.Türkiye'de verdiğimiz kargo paralarına yanarken burada kargo free fakat vergi ile size baya şok etkisi çıkartıyor.

Size yaşadığım komik bir hikayeyi anlatayım:) Market alışverisi yaptık kafamda 100$ tutar derken kasada 145$ oldu neden diye soramadım çünkü cevabını söylese  anlayacak ve muhabbeti ilerletecek kadar dil bilgim yok :) neyse ev geldiğimizde Yağız'a sordum oda vergi dedi şok olmuştum.. Cidden cahillikte son noktaydım. Ama ne demiş atalarımız bilmemek ayıp değil,öğrenmemek ayıp hihohho :)

Ev biçimleri,tarzları hakkında sasırtmacalar...

Evlerin büyük bir kısmında çamaşır makineleri yok.Bu şekilde olan binalarda ya zemin kat bölümüne laundy olarak adlandırılan çamasır makine ve kurutma odaları yapılmış burada yıkıyorsun tabi renkliler,beyazlar,koyu renkli derken kartına yüklediğin paralar bitiyor:) bu sebeple burada ki insanlar hepsini bir yıkıyor çok kötü.İnsanlar için çok büyük bir iş bölümü ve vakit alıyor dada sonra onların kuru temizleme denilen yerlere verilip ütülenmesi derken bayağı masraf.    Yani eski yapılarda daha cok boyle bir süreç var fakat yeni yapılan binalarda evlerin bir çoğunda var tabi fiyatta ona göre artıyor...

Sağlık sektörü ve ilaçlar...

Sağlık söktürü bana göre çok ağır ve zor ilerliyor.Herşey o kadar pahalı ki sağlık sektöründe zorunlu olarak her yıl Sağlık Sigortası yaptırmak zorundasın.Evdeki her bireyin sağlık sigortası olması zorunlu köpeğinin bile :)                                                                                                                                       İlaçlar watsons-gratis gibi varolan CVS yada Duanaread gibi adlandırlan marketlerde satılıyor.Yani kozmetik malzemeleri alır gibi gidip raflardan ağrı kesici,kas gevşetici,soğuk algınlığı gibi bir çok ilaca marketlerden alabilirsiniz. Burada eczane kültürü bu tarz yerlerde oluyor.

Benzin istasyonları...

Amerika'da pompacı da sensin yıkamacıda :) telefonuna indirdiğinin uygulama ile pompanın numarası araç plakan ile birlikte benzin pompasını benzin deliğine koyup telefonundan okeye bastığında benzin verdiğin ücret kadar doluyor sonra otomatik kendini atıyor fişini alıp ilerliyorsun.Herkes kendi işini kendi yapıyor güzelliği de var kötülüğü de.

Ulaşım...

Şehirler arabalara göre tasarlanmış fakat New York şehir merkezinde yaşıyorsanız aracınız olmasına gerek yok.İnsanlar yürüyerek,bisiklet,martı yada metro ile işlerini halledebiliyorlar.                                                                                                                                     Öyle gelişmiş bir metro hattı var ki, doğru treni bulursan dünyayı feth bile edersin diyorlar:) Ama işte doğru treni bulana kadar kaybolursan nereden cıkacağın da hiç belli olmaz.Tek bir kötü noktası metrolar Türkiye'deki gibi gelişmemiş yani Levent-Osmanbey metro hattı tertemiz ve ferah burada böyle değil işte.Tüm metrolar yerin altında olduğu için çok sıcak ve basık bir havaya sahip.Bazen öyle oluyor ki kaldırımlardan sıcak hava duman yükseliyor bunlarda metroların hızlı geçmesinden dolayı oluşan sıcaklığı yukarıya atması öyle ki itfaiyeciler kaldırımlara yangın söndürme tüpü boşaltabiliyorlar.

Son WC :)

Tuvaletlerde taharet musluğu yok! hahahaah...

İhtiyacını buraya özel olarak üretilen suda bile eriyebilen ıslak mendiller yardımıyle görüyorsun.

Çok farklı şekillerde farklı türlerde bir çok farklılıklar yaşıyorum:)

Ama gerçekten Rafet El Roman 1995 yılında anlattığı gibi Macera Dolu Amerika...

Bir kez de benim için dinleyin lütfen...

Sizlere sevgiler

Merve Nizipli.