Neredeydin... Merve! :)

Merhabalar tekrardan...

Çok uzun zaman oldu, affedersiniz...                                                                                

Bu sürede ben neler yaptım?

Öncelikle Ekim ayında başladığım İngilizce kursum son sürat devam ediyor. Kısa zamanda uzunca bir yol aldığımı düşünüyorum. Yani demek istediğim kısaca şu: artık tek başıma bir restoranta gidip sipariş verebiliyorum, hesabı isteyebiliyorum ve hatta garsonlarla kısada olsa (5-10sn) sohbet edebiliyorum. Bu benim gibi sıfır dil bilgisi ile gelen biri için muhteşem bir ilerleme.

Kurs maceramdan bahsedeyim. Öncelikle yabancı dil ögrenmek istiyorsanız kesinlikle KAPLAN INTERNATIONAL'a gitmelisiniz.

Her yerde olduğu gibi bir seviye belirleme sınavına giriyorsunuz ve buna göre bir sınıfa yerleştiriliyorsunuz. Akabinde kursun sağladığı bir çok imkan da mevcut.

Mesela her pazartesi Central Park yürüyüşleri, 30+K yaş grupları için bar kutlamaları, Broadway şovları ve daha bir çok sosyal aktivite.

Okulun konumu ise çok güzel. Sağ taraf Central Park'a, sol taraf ise Times Square Meydanına çıkıyor. Sıkılmaya zaman kalmıyor.

Yeni yeni yerler keşfedip gezmeye başladık mı tadından yenmiyor. Bu süreçte Central Park içinde bulunan "The Metropolitan Museum of Art": Sokrates'e ait zehirli su ve heykeli, tüylerinizi diken diken edebilecek cinsten..

Zaten Central Park öyle 1-2 saat gezeyimde bitsin diyebileceğiniz bir yer asla değil. Ben geleli tam tamına 3.5 ay olmuş her girişimde farklı bir kolundan çıkıyorum:)

Pekala; okuldaki maceralarıma geçeyim.

İlk, okula gittiğim günden itibaren "Biz Türk'ler her yerdeyiz!" demeden edemeyeceğim dedim.

Mükemmel bir hocaya denk geldim diyebilirim, kendisi tipik bir Amerika'lı. Doğma büyüme Bronx'lu. Üstelik aynı yaştayız hiho...  Ama kelimenin tam anlamıyla kafana girene kadar anlatıyor. Üstelik hiç sıkılmadan...

Bu arada söylemeden geçemeyeceğim. Hazır mısınız ?

Elimi sallasam Türk'e çarpıyor.

Bu sebeple çokta yabancılık çekmiyorsunuz. Anlamadığınız bir durum olursa sınıfta "Bu neydi ya?" diye bir ses geliyor hahaha sonra konu alıyor başını gidiyor... Bir ara hoca sustu bizi dinledi. Bir garip oldum o an... Sonra kendime söz verdim, Türkçe olan hiçbir soruya cevap vermeyecektim. İnanın bu sözü hala tutuyorum. Haniii alkışlarım ama :)

Aslında burada memleketim insanı çok diye esip gürledim öncesinde ve çokta üzüldüm. Neden derseniz eğer...  O kadar kötü bir eğitim sistemimiz var ki, kimse hiçbir şey bilmiyor... Ne kadar yazık acınası bir durum aslında. Devlet okullarında haftada 4-5 saat görülen İngilizce ile kim ne kadar ilerleyebilir ki...

Özel okula gitme şansın varsa şahane ama ya yoksa...

Mesela eşim Koç İlköğretim/Lise sonrasında da Sabancı Üniversitesi mezunu. Öyle mükemmel konuşuyor ki kıskanıyorum inanın(!). Bana da en büyük destekçi! Mesela hafta da belki de 20 saat ingilizce dersi alan biri ile 5 saat alan biri için aynı şeyi konuşabilir misiniz? Peki ya okulda çocuklarınızın hemen yanında oturan Suriyeli ve Afgan çocukları ile Türkçe dersi görmeleri ne kadar ileri olabiliriz?

Ne kadar kitap okursak okuyalım, en çok yanındaki insandan birşey kapıyorsun. Buna kim nasıl engel olabilir ki? Komik!

Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.

Bir çok farklı kültürden arkadaşlarım var. Mesela İtalya'dan Maxi, Kolombiya'dan Natalia, Güney Afrika'dan Wilson... Daha niceleri var ve hepsi de çok tatlı. Onlardan öyle çok şey öğreniyorum ki bana söyledikleri bir kelime ile onlarca cümle kurabiliyorum. Siz düşünün.

"Karga çöplüğe, Bülbül gül'e götürür" diye hep öğüt verirdi rahmetli babacığım. Ne kadar da haklıymış! Ahh güzel babam ışıklar için de uyu...

Bu sürede şey dediğinizi duyar gibiyim.. "Ya Merve'cim dolar aldı başını gidiyor Türk'ler hala nasıl gelebiliyor?" İnanın bu sorunun cevabını ben de bir türlü bulamadım. İnsanın aklına her türlü cinlik/fesatlık geliyor...

Neyse uzun derin konular bunlar, bunlara girersek bu gece sabahlar olmazz...

Günler, ayları kovaladı derken bayağı zaman olmuş sizlerin halini hatrını sormayalı.

Sahi ya sizler nasılsınız?

Türkiye'de neler oluyor öyle! İnanın çok üzülüyorum eminim ki benimle birlikte bir çok kişi de üzülüyor. Bu kadar üzülmeye devam edersek, sevgili Metin Uca'nın sabah programlarını başlattığı haka dansı ile devam ederiz diye düşünüyorum.

Neyse biz NYC'da kalalım. Belki var olan hayallerinize bahsettiklerimle bir umut tohumu da ben ekerim kim bilir?

Burada kış başladı, sabah kar yağıyordu suan ise 2 derece olarak gözüküyor. Bence buranın 2 derecesi İstanbul'un -5'i falandır onu da söylemeden geçmiyim. Soğuk çook.

İçlik giyip okullarımıza gidiyoruz, o kadar soğuk :) Burada yaşamak çok güzel!

İmkanınız varsa da gelmek için hiç düşünmeyin derim.

Kendinize iyi bakın.

Sizlere sevgiler,

Merve Nizipli